Bildiğimiz kadarıyla kitaplar Orta Çağda ortaya çıkmıştır.Onlara biraz olsun yakınlığı olan şey,papirüs rulolar üzerine yazılardır. Bu rulolar,papirüs yapraklar birbirine yapıştırılarak hazırlanıyordu. Eski Romalılar, bunları bildiğimiz “cilt” anlamına “volumen” diye isimlendirmişlerdir.
15. yüzyılın ortalarına doğru,papirüsün yerini parşömen ve “vellum” denilen malzeme aldı. Parşömen, koyun ve keçi derilerinden yapılıyordu. Buzağı derisinden hazırlanan vellum ise, daha ince parşömen niteliğindeydi. Şimdiki yaprak yerine geçen her tabakanın bir yüzüne Grani bir sayfaya yazılıyor ve bu tabakalar aynı boyda, aynı ende kesilip birleştiriliyordu .Böylece bir cins “kitap” meydana gelmiş oluyordu.
Ancak,günümüzdeki basılı kitapların benzeri, hiç değilse bunların yakını ilk kitaplar Orta Çağ’da görülüyor.Dört parça vellum,her parça iki yaprak meydana getirecek düzenle katlanıyor ve bu parçalar iç içe yerleştirilerek, sekiz yaprak bir “bölüm” hazırlanıyordu.
Bu bölümler, kitabı yazacak kimseye gönderilirdi. Vellum yeteri kadar kalın olduğundan,her iki yüzüne yazabilmek olanağı vardı. Bölümler bittikten sonra yapılacak şey,bunları kitap şeklinde bütünlemek üzere ciltçiye göndermekti. Ciltçiler, bölümleri arkaya doğru kıvrılan katlarından kordonla dikerlerdi.
Bütünlenen bölümler tahta kapakların arasına alınıyor,kitabın sırtına ve tahta kapların yüzeyine de deri kaplanıyordu. Deri kaplamaların işlenmesi, yaldızlanması sonra gelen işti.
Ortaçağ kitaplarının çoğu İncil ya da dini nitelikte yazmalardır. Bunları hukuk, tıp, tabiat tarihi konusunda kitaplar izlemiş, kronikler ve romanlar sonradan gelmiştir.Burada belirtmeyi yararlı gördüğümüz bir husus da Ortaçağ’daki kitapların çoğunun Latince olduğuydu.