top of page

Triyas Dönemi   : Dünyanın günümüze doğru  245 – 208 milyon yıllık dönemini kapsıyordu.  Yani bu dönem tam 35 milyon yıl sürmüştür. Günümüzdeki gibi bir çok kıta yoktu. Tek bir kıta vardı. Pangea adı verilen bu kıta üzerinde çok sıcak bir iklim egemendi ve çok büyük çöller vardı. Ancak bu dönemin sonlarına doğru Pangea ayrılmaya başlamış ve Lavrasya ve Gonduvana isimli iki kıtanın izleri görülmeye başlamıştı.

Jura Dönemi :  Dünyanın günümüze doğru 208- 144 milyon yıllık zaman aralığını  kapsıyor. Bu dönem tam 64 milyon yıl sürmüş, daha küçük  kıtalar oluşmaya başlamıştı. Bu parçalanma doğal olarak İklim değişikliklerinde de yol açacaktı. Jeolojik süreçte ani değişimler çok az olduğu için iklim hâlâ kuraktı ama nemlenmeyle birlikte çayırlıklar ve ormanlar ve bunlarla birlikte  çok büyük etobur ve Otobur dinozorlar da  ortaya çıkmaya başlamıştı.

Kretase Dönemi : Dinozorların altın  çağı da denilebilecek  bu dönem 144- 65 milyon yılları arasını kapsıyor.  Kıtaların ayrılması devam etmiş ve kıtaların günümüze yakın şekilleri ortaya çıkmıştı. Kıtalar arası  seyahat de sona ermiş ve her kıtanın   kendine özgü iklim koşulları farklı dinozor türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Dinozorların altın çağı denen Kretase döneminin sonlarında meydana gelen büyük meteor çarpması,  dinozor türleri ile birlikte önemli bir hayvan ve bitki türünün de hızla yok olmasına neden oldu.

Dinozorlar Hakkında Genel Bilgiler   

Son yüz yıldır dinozorlar hakkında edindiğimiz bilgilerin büyük bir çoğunluğu Amerika ve Avrupa’da bulunan fosillerden elde edilmişti ama son yıllarda Çin’de ardarda bulunan dinozor  fosilleri,  bu olağanüstü canlılar hakkında bildiklerimizin ne kadar az olduğunu gösterdi. Dinozor dünyası tam bir okyanus

Dinozorlar ikinci jeolojik zaman olan Mezozoik çağının tek hakim canlılarıydı.  

Dünyanın üzerinde her türlü değişimin gözlendiği önemli bir zaman olan bu zamanı  üç farklı döneme ayırıyoruz.Aşağıda bunları anlatıyoruz.Okuyunuz.

Dinozorlardan  önce dünya  üzerinde canlı  yok  muydu? 

Olmaz olur mu . Günümüzden yaklaşık  570 milyon önce Kambriyen patlaması gerçekleşti. Kambriyen,  birinci Jeolojik zaman olan Paleozoyik’in en alt katıdır. İşte bu dönemde atmosferdeki oksijen oranı canlıların yaşaması için uygun hale geldi ve dünya üzerinde farklı canlı türleri ortaya çıkmaya başladı. Önce omurgasızlar devri başladı. Bu devir yaklaşık  138 milyon yıl sürdü. Ardından balıklar devri başladı ve yaklaşık 80 milyon yıl sürdü. Paleozyik döneminin son iki katı olan Karbonifer ve Permiyen ise amfibiler devri olarak anılır. Bu devirde denize yaşayan omurgalı organizmalar karaya da çıkmaya başladılar. Canlıların bazıları hem karada hem de denizde yaşamayı öğrenmişti. İlk sürüngenler bu dönemde görüldü. Ardında da dinozorlar  ortaya çıktı..

Dinozorların  milyonlarca yıl önce yaşadıklarını nasıl anlayabiliyoruz?  

Jeolojinin bir alt dalı olan Paleontoloji  Fosil Bilim demektir. Paleontologlar kayaların içinde bulunan fosilleri inceleyerek kayaların katılaştığı dönemlerdeki canlı yaşamı hakkında detaylı bilgiler  elde edebiliyorlar. Bu çalışmalar sonucunda bulunan fosiller sayesinde  dünya üzerinde yaklaşık 1000 civarında dinozor türünün yaşadığı anlaşılmış. Bu çeşitliliğin artmasındaki en önemli neden ise kıtaların sayısının  artması. Her kıtadaki farklı iklim  koşulları,  dinozorların farklı  evrim süreçlerinden geçmesine neden olmuş.

Dinozorlar çok mu büyüktü? 

Her boyutta  dinozor vardı aslında. Yani tümü çok da büyük değildi.  Uzunluğu 25 metre,  ağırlığı 70 ton olan Brachiosaurus da  bir dinozordu, bir güvercin büyüklüğünde olan Epidexipteryx de.  Anatomileri sürüngenlerden farklıydı. Arka ayakları üzerinde durabilecek, hatta hızlı koşabilecek bir anatomik yapıya sahiplerdi. Etobur dinozorların kol yerine kullandıkları küçük pençeleri avlarını tutmaya, bazen de kavga sırasında rakibine zarar vermeye yarıyordu. Otobur dinozorların bazıları dört ayak  üzerinde de yürüyebiliyorlardı.

 

Nasıl ürerlerdi? 

Tüm dinozorlar yumurtlarlardı. Yumurtaların büyüklüğü  4-5 santimetre ile  35-40 cm santimetre arasında değişiyordu.

Uçan dinozorlar var mıydı?  

Dinzorlarla birlikte aynı dönemlerde  yaşamış uçan sürüngenler vardı. Ancak  bunlara dinozor demek çok doğru olmaz. Eudimorphodon ilk uçan sürüngen olarak bilinir. Diğer uçan sürüngenlere oranla küçüktü. Triyas sonlarında yaşamış olan bu canlının kanat açıklığı 1 metre civarındaydı. Uçan sürüngenler arasında en ünlüsü Pterenedon’dur. Kanat açıklığı 8 metre civarındaydı. Plaentologlar kuşlarla dinozorla arasında bir bağ kurmaya çalışıyorlar. Bu bağın tek halkası ise Archaeopteryx’tir. Jura sonlarında yaşayan  bu canlının sürüngenlerle kuşlar arasında bir geçiş türü olduğu düşünülüyor. Archaeopteryx  uçamıyor ama tüylü kanatları sayesinde süzülebiliyordu. Ancak son dönemlerde Çin’de bulunan  Microraptor ve Sinornithosaurus fosilleri, bu hayvanların da süzülebildiğini gösteriyor.

Uçan dinozorlar var mıydı?  

Dinzorlarla birlikte aynı dönemlerde  yaşamış uçan sürüngenler vardı. Ancak  bunlara dinozor demek çok doğru olmaz. Eudimorphodon ilk uçan sürüngen olarak bilinir. Diğer uçan sürüngenlere oranla küçüktü. Triyas sonlarında yaşamış olan bu canlının kanat açıklığı 1 metre civarındaydı. Uçan sürüngenler arasında en ünlüsü Pterenedon’dur. Kanat açıklığı 8 metre civarındaydı. Plaentologlar kuşlarla dinozorla arasında bir bağ kurmaya çalışıyorlar. Bu bağın tek halkası ise Archaeopteryx’tir. Jura sonlarında yaşayan  bu canlının sürüngenlerle kuşlar arasında bir geçiş türü olduğu düşünülüyor. Archaeopteryx  uçamıyor ama tüylü kanatları sayesinde süzülebiliyordu. Ancak son dönemlerde Çin’de bulunan  Microraptor ve Sinornithosaurus fosilleri, bu hayvanların da süzülebildiğini gösteriyor.

Denizlerde dinozorlar var mıydı?

Çok büyük boyutlu devler denizlerde yaşıyordu. Bunlar karada da yaşayabiliyor ama avlanmak için denize giriyorlardı. Jura devrinin sonlarında  yaşayan 3 metre boyundaki  Plesiosaurus, Orta Jura – Üst Jura arasında  yaşayan 15 metre uzunluğundaki Liepleurodon,  Jura sonlarında yaşayan 14 metre uzunluğundaki Elosmosaurus bu deniz sürüngenlerinin en ünlüleriydiler. Ancak 2006 yılında keşfedilen bir deniz sürüngeni Jura sonlarında okyanuslarda 15 metre uzunluğunda, 45 ton ağırlığındaydı. Predetor-x ismi  verilen bu dev deniz sürüngeni denizlerde rakipsizdi.

Fosil Nedir ?

Fosil canlının öldükten sonra kemiklerinin bazı nedenlerden dolayı havayla temasının kesilerek milyon yıllar boyunca korunarak günümüze ulaşmasıdır.

 

Nedir bu Nedenler ?

  • Milyon yıllar boyunca orada kalacak şekilde buzla kaplanma.

  • Ağaç reçineleri (Bazı ülkelerde karıncaların ağaç reçinelerin içinde kalan fosillerinden çeşitli aksesuarlar yapılır.)

  • Canlı organizmaların yok olması.

  • Aniden havayla temasın kesilmesi (Bazı doğal afetler v.s. )

  • Kemiklerin kayaçlar arası izole bir şekilde korunması.

  • Toprakta tuz miktarı.

bottom of page